1 Ağustos 2014 Cuma

A İ G A İ

Aigai Antik Kenti Manisa Yunt Dağı Köseler köyünün iki kilometre güneyinde bulunan Gün Dağının üzerindedir. Ulaşım için gerekli  yol işaretleri belli değil. Buna rağmen  Aliağa İlçesi  Yenişakran Beldesi içerisindeki   levhalarını izleyerek ulaştığınız cezaevi yerleşkesinin önündeki dar asfalt yol sizi Aigai’ye ulaştırır.

Antik devirlerde orta Yunanistan’dan gelen Aioller’in Aiolis diye adlandırılan      ( Kuzey Ege’de Gediz ile Bakırçay arasındaki) bölgede kurduğu 12 kentten birisidir. Arkeolojik araştırmalar kentin İ.Ö. 7.yy’ın ikinci yarısında  kurulduğunu gösteriyor. Kent İ.Ö. 3. yy başlarından itibaren Pergamon Krallığının desteğiyle ekonomisi gelişmiş ve kültürel  bir  çekim merkezi olmuştu. Şehirdeki tüm görkemli yapıların bu dönemde yapıldığı biliniyor.  Kıyıdan uzak dağlık bir arazide yer alması tarih içerisinde zaman zaman askeri üs olarak kullanılmasına olanak vermiş, bazı zamanlarda ise gözlerden ırak oluşunun verdiği rahatlıkla kendi içerisindeki sakin yaşantısını sürdürmüştü.
 Aigai Antik Kentinde arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları 2004 yılından beri E.Ü. öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Doğer tarafından başarıyla sürdürülüyor.

                      AİGAİ  ANTİK ŞEHRİNİ GEZERKEN

Nekropol :  Antik Kentin kuzey yamaçlarını oluşturan ve şehri gezerken ilk karşılaşılan  geniş bir nekropol ( mezarlık ) alanıdır. Küçük Tümülüs veya sandık mezarlar ile  toprağa gömülü lahitler  görülebilir. Tarihi eser yağmacılarının talan ettiği bu bölgenin bitiminde düzgün taş döşemesiyle karakterize şehrin ana yollarını görmek mümkün. 


Kuzey Hamamı :  Nekropol alanının hemen yanında yer alan büyük bir bina şehirde bulunan iki hamamdan birisidir. Hamamda kullanılan su, yağmur sularının büyük sarnıçlarda biriktirilmesiyle sağlanıyordu.  Hamamın önünde devam eden dar yol  şehrin ana giriş kapısına ulaşır. .

Tiberius Kapısı :  Roma İmparatoru Tiberius’un şehrin gelişmesine yaptığı yardımlardan dolayı şehrin ana giriş kapılarından birisine onun ismi verilmiş. Üstü kemerli olan kapının üzerinde Tiberius’a bir şükran yazısı bulunmuştur.

Odeon :  Şehir meclisinin toplantı salonu yüz elli kişilik kapasiteli ve on iki basamaklıdır. Oturanlara görüş kolaylığı vermek amacıyla  eğilimli bir arazide inşa edilmiş. . Oturma sıraların her iki yanından ve tam orta bölümünde  alt sahneye  ulaşan üç ayrı merdiveni vardı.  Odeonun  duvarlarını süsleyen   bronz heykeller buraya   ayrı bir güzellik verdiğinden bahsedilir. 


Batı Stoa : Agoranın batısında kalan stoa, agoranın yapısına uygun olarak  L şeklinde bir kıvrım göstermektedir. Ön yüzündeki sütunlar Dor, iç bölümündeki sütunlar ise İon düzenindedir. Agora ile aynı zamanda yapıldığı düşünülüyor.

Agora : Şehrin en ilginç bölümüdür. Antik şehirlerde pek görülmeyen  üç katlıdır.  Birinci kat dükkan olarak kullanılan  on dört adet küçük odadan oluşmuştu. İkinci kat buğday stoklarının yer aldığı muhtelif depolar yer alıyordu. Üçüncü katın üzeri  çift katlı sütunların taşıdığı bir çatı ile örtülüydü. Agora günümüzde şehri gezenlerin en çok ilgisini çeken yapıdır.  




 Et pazarı : Şehirdeki ilginç yapılardan bir tanesi de Helenlerin Makellon, Romalıların Macellum dedikleri et pazarıdır. Zemini ıslak  olarak kullanıldığı için düzgün blok  taşlarla döşenmişti. Bu mekan  kesilen hayvanlarının kanının akması için hafif eğimli olup yan taraflarında oluklar vardır.

Gymnasion : Gençlerin spor yapıp eğitim aldıkları Gymnasion,tiyatro ve tapınaklar ile birlikte  tasarlanmış bir yapı grubunun içerisinde yer alıyor.  Yapıya olasılıkla bir anıtsal kapıdan girilmekte ve ortada açık hava eğitimi için boş bir alan bulunmaktadır. Yetenekli şehirli gençlerin daha ileri  eğitim için Pergamona’da gönderildikleri burada bulunan bir yazıttan anlaşılmıştır.


Gymnasion Hamamı : Şehirdeki ikinci hamam yapısıdır. Eğimli bir arazide yer aldığı için tonozlu bir sistemle desteklenmiştir. Bir Roma hamamı ile Yunan gymnansion’unun aynı yapıda birleştirmesi antik şehirlerde görülmeyen   ilginç bir komplekstir. 


Tiyatro  : Henüz kazı ve restorasyon çalışması yapılmamış olan tiyatronun, seyirci giriş kısmını oluşturan kubbeli yapılar dikkat çekiyor.

Athena Tapınağı :  Tiyatronun üst bölümünde yer alan düzlükte bir tapınak alanı bulunuyor. Konumu itibarıyla Pergamon’da bulunan Athena Tapınağını anımsatması nedeniyle Athena Tapınağı olarak değerlendirilmiştir.


Şapel :  13.yy’da yapıldığı düşünülüyor. Şapel içerisinde, Aigai  halkının Seleukos Kralına yazdığı  bir yazıt bulunmuştur.  Şapelin çevresinde mezarlar bulunması bu yapının bir mezar şapeli olduğunu düşündürüyor.

Demirkapı : Aigai Kentinin önemli  giriş kapılarından  birisidir.Buna rağmen daha sonraları bilinmeyen bir nedenden dolayı bu kapının kapatıldığı biliniyor. Demirkapıdan  başlayarak kent içine doğru giden büyük plaka taşlarla döşenmiş  düzgün bir yol  izleniyor.  

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder