7 Ağustos 2014 Perşembe

GERGA

Gerga, Çine ilçesi Aladağ Köyü yakınlarında yer alan antik bir yerleşimdir. Bu ufak Karya yerleşiminin tarihi hakkında fazla bir bilgi bulunmamasına rağmen şehrin içerisinde yaklaşık yirmi yerdeki kayalara kazınmış ‘Gerga’ veya ‘Gergakom’ yazısı şehri tanımlayan bulgular olarak kabul ediliyor. Bu yazılardan ilkini şehrin girişinde yerden yaklaşık 90 cm yüksekliğinde bulunan bir kaya üzerinde görmek mümkün. Buradan tepenin üzerine doğru kuzeydoğu istikametine devam edilirse şehrin merkezi olduğu düşünülen geniş bir alana ulaşılır. Bu bölgede çevreye dağılmış pek çok taş, heykel kaidesi, mezar ve duvar kalıntıları görülüyor. Şehirden kalan bu az miktarda bulgunun Roma Dönemi ile bağlantılı olduğu sanılıyor. Yerleşimde Helenistik yapılaşmanın izleri görülmüyor. Gerga’daki anıtsal görünümdeki yapıların antikçağ izlerini taşıyan gizemli yapılar oldukları düşünülüyor.
Antik çağın ünlü yazarları Stabon, Plinius ve Herodotos bu yerleşimden söz etmemişler. Sarp kayalar üzerinde kurulu günümüzde bile güçlükle ulaşılan kent hakkında az miktarda bilgiyi Fransız gezgin Cousin’den almaktayız. O tarihlerde yerleşim bölgesinde büyük heykeller olduğundan bahsetmesi burasının anıtsal bir bölge olduğunu veya anıtsal bir mabetin çevresinde kurulmuş küçük bir yerleşimin varlığını düşündürüyor.
Yurdumuzun gizemli yerleri arasında kabul edilen Gerga Antik Kenti, Karya bölgesinde yer almasına rağmen, şehrin kalıntılarının Karya bölgesinde yer alan diğer antik kentlerden çok daha farklı özellikleri olması bu gizemi arttırıyor. Normal insan boyutunu çok fazla aşan heykeller , bu heykellerin baş kısmının insana benzememesi, bazı yapıların kayaların oyulmasıyla yapılmış olması da ilginç.
Kutsal alana ilk girişte karşılaşılan ve kapısının üzerindeki alınlıkta Gerda yazısının yer aldığı bir podyum üzerinde bulunan yapı ana tapınak binasıdır. Burada yaşayanların ise gözlerden uzaktaki bu yerleşim yerinde bulunan tapınağın çevresinde toplandıkları ve tüm yaşamlarını bu tapınakla bütünleştirerek sürdürdükleri düşünülüyor.
GERGA’YA GİTTİK
Antik yerleşime ulaşımın zor, sıkıntılı hatta dağlarda kaybolma riski nedeniyle tehlikeli olduğu hakkındaki yayınlar nedeniyle Gerga’ya gitme konusu bizde uzun süreden beri endişe yaratıyordu. Tüm bu zorluklara rağmen arkeolojiye meraklı arkadaşlarla hafta sonu istikametimizi Gerga olarak belirledik. Gözlerden uzak, çok bilinmeyen bu esrarengiz yerleşim hakkında fikir sahibi olabilmemiz için burayı mutlaka görmemiz gerektiğini düşünerek yola koyulduk.
İlk durağımız Savrandere. Kısa bir kahvaltı molasından sonra Çine yönünde yolumuza devam ediyoruz. Çine’yi geçtikten sonra sol tarafta Gerga 14 km. yazısı fazla bir yol kalmadığını düşündürüyor. Ama yol dar virajlı ve sürekli yokuş yukarı olunca beklenenden daha uzun bir sürede yol üstündeki ilk yerleşim olan Ovacık Köyüne ulaşıyoruz. Gerga’yı sorduğumuzda ‘Daha ilerde’ yanıtıyla yolumuza aynı yolda devam ediyoruz. Bir sonraki yerleşim Kırksakallar Köyü. Burada yolu sorduğumuz kişi hafif tebessüm ederek ‘Siz orayı bulamazsınız’ dedikten sonra yeğeni Ali’yi bizim yanımıza rehber olarak veriyor. Rehberimizle  birlikte yakınlardaki diğer köy olan Aladağ Köyüne kadar arabamızla gidiyoruz. Köyün girişinde aracımızı  bıraktıktan sonra sağ taraftaki dar bir patika yola sapıyoruz. Esas zorluk bundan sonra. Rehberimiz olmadan bu bölgeden sonra yolu bulmak oldukça güç. Yaklaşık 1.5 saat süreyle hiçbir yerleşimin yer almadığı çevresinde maki tarzı bitkilerin yer aldığı bir patika yolda genellikle yokuş aşağı Çine Baraj Gölü istikametinde yürüyoruz. Gerga’ya yaklaşırken ayrı bir heyecan duymamak mümkün değil. İlk olarak Gerga’nın simgesi olmuş taş bina bizi karşılıyor. Genç rehberimiz , bize çevreyi tanıtıyor. Kutsal mekanı çevreleyen sur duvarları, zeytinyağı elde edilen işlik, bazı ev kalıntıları ve devrilmiş büyük bir heykel Gerga antik alanında gördüğümüz diğer bulgular. Fotoğraf çekiminden sonra dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Tam öğlen vakti, havada oldukça sıcak birde makilik alanda patika bir yoldan sürekli yokuş yukarı çıkmak oldukça yorucu olup, uzun bir süre almış olsa da Gerga’yı görmüş olmak tüm yorgunluğumuzu unutturuyor. Köyün yakınlarındaki tarihi köprü bu bölgede göreceğimiz son yer. Genç rehberimize  teşekkür ederek Aladağ Köyünden ayrılıyoruz.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder