2 Ağustos 2014 Cumartesi

GİRİT'TEN ARTAKALANLAR



Bu yazım;  tıp dünyasına pek çok  bilgi kazandırmış, binlerce öğrenci yetiştirmiş, yurdumuzun en değerli bilim insanlarından olan Ege Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Hakkı Bilgehan’ın yazdığı    ‘Girit’ten artakalanlar’ adlı kitapçık üzerine.
Bu  eseri  kitapçılarda bulamazsınız. Değerli hocamız çok emek harcayarak hazırladığı bu kitapçığını  kendi imkanlarıyla az miktarda bastırıp tanıdıklarına dağıtmış. Okuduktan sonra eşi benzeri bulunmayan bir çalışma olduğunu görünce sizlerle paylaşmak istedim.
Prof. Dr. Hakkı Bilgehan kitabının ön sözünde Girit kültürü ve anılarından bir şeyler hatırlayanların artık göçüp gitmekte olduklarını  ve o kültür ile birlikte anılarını da  birlikte götürdüklerinden zamanla bunların kaybolacağını yazmış.  Girit kültürü ile bunun hakkında  bildiklerini, bu konu ile ilgili araştırmalarının sonuçlarını  ve büyüklerinden duyduklarını bu çalışmasında  toplayarak belgelendirdiğinden söz ediyor.
Kitabın içeriği:  Girit’in kısa tarihi, Girit manileri, atasözleri, yemekleri ve Girit Lisanı bölümlerinden  oluşmuş.

                                            Girit’in kısa tarihi
Adada bulunan bazı arkeolojik bulgular, Girit’teki ilk yerleşimlerin İÖ 4.000 yılına kadar uzandığını göstermektedir. Bu devirlerde Peleges  adı verilen barbar bir kavimin adada yaşadıkları biliniyor. Çeşitli göçler ile görünümü değişen ada halkı Roma ve daha sonra Bizans İmparatorluğunun sınırları içerisine dahil oldu. 1645 yılında başlayan Osmanlı’nın Girit seferleri ancak 1715 yılında tamamlandı. Girit’in tamamının Türklerin eline geçmesi ancak 70 sene sonunda mümkün olabildi. Yüz yıllar süren Türk hakimiyeti, 1913 yılında imzalanan Bükreş anlaşmasıyla Yunanistan’a bırakıldı. Kurtuluş savaşımızdan sonra imzalanan Lozan Antlaşması sırasında kabul edilen mübadele sözleşmesiyle de adadaki Türkler, Türkiye’deki Rum’lar ile değiş tokuşa tabi tutulunca  adada hiç Türk kalmadı.      
                                               Girit  manileri
Prof. Dr. Hakkı Bilgehan kitabında Girit Türklerinin ada kültürlerinin önemli bir kısmını, değişik konularda yazılmış olan manilerin oluşturduğunu belirtiyor. İster Türk olsun ister Hristiyan kökenli olsun tüm Girit halkında  günlük yaşam ile ilgili mani  söylemenin  çok yaygın bir gelenek olduğundan bahsediyor. Mübadele sonucunda nüfusu tamamen değişmiş olsa da günümüzde bile Girit adasında yaşayan halkta bu geleneğin devam ettiği biliniyor.  Hatta bu manilerin bazılarını Girit’te satılan hediyelik eşyaların üzerinde görmekte mümkün.

                             Manilerden bazı örnekler
1. Gözlerin savaşı / Bıçak, kılıç kullanmadan / Parçalıyor kalpleri.
2. Seni seviyor muyum diye / Kalbine sor/ Seviyorsan sen beni
     Bende severim seni.
3. Balığın kemiği/ Ağacın çiçeği varsa/ Her genç kızında/ Bir sevdiği
    vardır.
4. Göçmen kuşlarla /Sakın dostluk kurma/ Onlar çabuk geçip giderler/
     Sende onları kaybedersin.
5. Budanmamış bağ ağlar / Budanırsa da ağlar/ Evlenmemiş genç ağlar/
    Evlenmişse de ağlar.
6. Aşk ekmek değildir ki / Yiyesin doyasın/ Merdivende değildir ki/
    Çıkarken yorulunca oturasın.
7. Sıkıntısız bir sevgide/ Hiçbir zaman tat olmaz/ Olmamış limon gibi/
    Belli bir kokusu olmaz.
8.  Aşk ve zaman / Birbirine çok benzer / Her ikisi de geçince/
     Yıkım ve acı kalır.
9.  Bir filozof gibi düşünüyorum/ Neden deniz tuzluda/ Balık tuzsuz.
10. Tavuğu gıdaklarken görürsen/ Bil ki/ Birazdan yumurta geliyor.
11. Sabırlı olan kişi/ Yumurtadan omlet yapar/ Sabırsız kişi/
       Onu yutmak için deler.
12. Tüm odunlar birbirine benzemez/ Mobilya olur birinden/
      Kömür olur diğerinden.
13. Yuvayı karda yapıyorsan/ Kötü temel atıyorsun demektir./
      Çünkü güneş ilk çıktığında/ Karlar eriyecektir.
14. Kuş ne kadar yüksek uçarsa uçsun / Uyumak için/
      Alçak bir dala konacaktır.
15. Yapma ki yapmasınlar / Deme ki demesinler.
16. Keklik bağlı ise / Avcının iyi olmasına gerek yoktur.

                                        Girit  atasözleri  
1. Çok tavşan kovalayan hiç birisini yakalayamaz.
2. Yumurtaları sepetiyle kaybettiysen bir daha bulamazsın.
3. Farenin kuyruğu büyükse ufak delikten geçemez.
4. Müzik nasıl çalarsa öyle oyna.
5. Ağaç silkelendiğinde orada olanlar meyvesini yer.
6. Bahçen susuz ise başkasının bahçesini  sulama.
7. Kendin sümüklüysen başkasının tükürüğüyle alay etme.
8. Her kapının anahtarı, her kişinin de sıkıntıları kendisine göredir.
9. Büyük bağ bozumuna gitsen de küçük sepet al.
10. Asma kötü olsa da  beygir  onu yer. 
11. Ev sahibi uyurken misafir oynamaz.
12. Üzümün ağustosta olduğu gibi her şey zamanında olmalıdır.

                                         Girit  yemekleri
Girit mutfağı adasında yaşayanların yemeklerinde  sebze ile bol miktarda deniz ürünleri kullanmaları, tereyağ yerine zeytin yağını tercih etmeleri, meyveleri  sevmeleri  onlara sağlıklı bir yaşam sunmaktadır. Kalp ve damar hastalıklarının bu bölgede oldukça az  görülmesi  beslenme şekillerine  bağlanmaktadır. Girit adasından Türkiye’ye gelenler bu alışkanlıklarını da beraberlerinde getirmeleriyle bunlar günlük yaşantımızda yerini almış,  pek çoğu ise tamamen  unutulmuştur.
Prof. Dr. Hakkı Bilgehan  saptayabildiği Girit yemeklerinin tamamının tarifini vermiş olmasına rağmen ben koloçitha hariç diğerlerinin sadece isimlerini vereceğim. Ailemin büyükleri Girit adasından mübadele ile geldikleri için bu yemeklerin pek çoğu bizim evimizde de sevilerek yenilirdi. Ailemizin en büyüğü olan annemin vefatından sonra bu kültüründe yok olduğunu biliyorum. Ama annemin sık yaptığı bizimde çok severek yediğimiz Koloçithanın tarifini vererek tüm bu kültüre katkısı olanları saygı ile anmak istiyorum.
Koloçitha : Un yoğurt ve zeytinyağı kullanılarak hazırlanan hamurdan merdane yardımıyla birkaç milimetre kalınlığında hamur açılıp içi yağlanmış olan bir tepsiye yayılır. Üzerine soyulmuş ve dilimler haline getirilmiş kabak veya bal kabağı dizilir. Onun üzerine ince kıyılmış beyaz peynir veya daha iyisi tulum peyniri serpiştirilir. Biraz zeytinyağı gezdirilir. Üzeri gene aynı hamur ile kapatılır. Orta sıcaklıkta  bir fırında pişirilir.
Diğer yemekler
Zeytinyağlı yemekler, omlet  ve salatalar  :  İç bakla salatası,  bakla yahnisi, börülce yahnisi, turp otu salatası, stifno salatası, radika salatası, çibez salatası, sirkeli kuru böğrülce piyası, popules salatası, acı veya tatlı sarmaşık otu salatası, aynı otun  yemeği ve omleti, patatesli omlet, kabak omleti, tatlı veya acı sarmaşık otundan omlet, enginar dolması, arap saçı, enginarlı pilav, üzümlü pilav, kıymalı ebegümeci, supa, şevketi bostan, zeytinyağlı enginar, papaz yahnisi, fava
Tatlılar  :  Lorlu tatlı muska böreği, Pudra şekerli tatlı lorlu börek,
Elmasiye, şuruplu börek, lor kurabiyesi, badem kurabiyesi, pekmezli kuabiye,
Diğerleri:  Katmer, kalçuna, ıspanaklı veya arap saçlı boğaca, çullama
Mangiri, yoğurtlu şilo çorbası, lakumya, portakallı simit
Reçel : Turunç reçeli, ağaç kavunu reçeli, bergamut reçeli, yeşil incir reçeli
         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder