2 Ağustos 2014 Cumartesi

MELANKOLİ





Düşünme akışının birden kesilmesi , sıkıntı, mutsuzluk , kötü düşüncelerin yarattığı karamsarlık ile karakterize derin depresyon durumuna melankoli veya melankolik depresyon ismi verilir. Halk arasında toplumdan kaçıp,içine kapanma hali olarak bilinmesine karşın aslında ciddi ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. İnsan beyninde kalıtsal olduğu düşünülen bir takım kimyasal değişikler sonucunda ortaya çıkar. Başlangıcı oldukça sinsi olup ilk dikkat çeken bulgusu mizaç ve karakter değişikliğidir. Kişi eskiye göre  daha hassas olup, en ufak olaylar karşısında saatlerce ağlamakta ,normal hareketlerinde ise  belirgin bir yavaşlama göze çarpmaktadır. Günlük işlerini ihmal etmeye başlar. Çalışma hayatında verimi hızla düşer. Uykusuzluk ve iştah kaybı tüm olgularda görülen değişmez bir bulgudur. Baş ağrısı, kabızlık, ellerde titreme ve kilo kaybı sık rastlanan diğer belirtilerdir. Tüm yaşantısını korku ve endişe sardığı zaman melankolinin tamamen yerleştiği söylenebilir.

                                       HASTALARIN   GÖRÜNTÜSÜ
Hastaların karakteristik bir yüz ifadesi ve görünümü  vardır. Vücudu ve başı öne doğru eğik  omuzları düşük, gözleri sürekli  yere dikilidir. Yavaş hareket eder. Az konuşur sesi kısıktır. Sesinin  zorlukla çıktığı bile  düşünülebilir. Çoğu kere ne dediğini anlamak güçtür. Yüzünde pek mimik görülmez. Genellikle iki kaşının arasında omega harfine benzer bir kırışıklık vardır. Melankolik kişi hareket etmek istediği halde gerekli enerjiyi kendisinde bulamadığı için hareketsizdir.

                                  KORKULAN  TEPKİ = İNTİHAR
Melankoliklerdeki intihar arzusunun üzerinde özellikle durmak gerekir. Eğer kendi kendisini  şuçlama şeklinde de  bir düşüncesi varsa intihar  kendisini cezalandırmadır.Kişi kendisini suçlu ve işe yaramaz  hisseder.Ailesine  yük olduğunu düşünmektedir.Kimse tarafından sevilmediğini ve yaşamının gereksiz olduğu inanır.İntihar arzusu oluşunca bunu  çevreye hissettirilmez. Fırsat bulunduğu anda ise bunu gerçekleştirir. Bu nedenle fikir oluştumu intihara engel olmak son derece güç hatta imkansızdır. İntihar için çeşitli araçlar kullanılır. En sık görülen kendini asma şeklinde olandır. Diğerleri ilaç ve çeşitli zehirlerdir.
                
                                ÇOK ESKİDEN TANIMLANMIŞTI                              
Eski zamanlardan beri bilinen bu hastalığı Aristotales doğaları gereği bu tür   yaşam tarzını seçenleri melankolik olarak kabul edilmemesi gerektiğini söyler. Hipokrat  melankolik hastaların kendi dünyaları içerisinde acıdan kıvrandıklarından bahseder. Ünlü Alman filozofu Nietzsche ise melankoliklerin herkes gibi yaşamak istemediklerini gözlemiş. Ona göre bu tür hastalar içsel kuvvetlerini kaybetmiş olan kişilerdir.

                                           TEDAVİ
Melankolik hastaların  tedavisinin  psikiyatri kliniklerinde yapılmalıdır. Ayaktan tedavi ile şifa bulması zor hatta imkansız olduğundan hastanın bir müddet  hastanede  yatırılması şarttır. İlk önlenmesi gereken intihar dürtüsüdür. Diğer taraftan kişilerde oluşan gıda reddi ciddi  bir  beslenme problemini de beraber getirir. Buda  hastane ortamında çözülmesi gereken  bir sorundur. İlaç tedavisinin  doktor  kontrolunda ve sürekli izlenerek yapılması hasta için faydalıdır. İlaç tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi de intiharın önlenmesidir. Çünkü melankolik hastalarda ilaç tedavisinin sağladığı iyilik hastanın intihar düşüncesinin artmasına neden olur. Bu nedenle  iyileşme dönemlerinde  çok dikkatli olarak gözlenmelidir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder