8 Ağustos 2014 Cuma

PHİLADELPHİA

Alaşehir İlçemiz, Philadelphia antik şehrinin üzerinde kurulmuştur.
Kent hakkında sınırlı bilgi olmasına rağmen arkeolojik incelemeler kentin tarihinin Helenistik Çağ’a kadar uzandığı gösteriyor. Bergama Kralı II.Attalos zamanında kentin önem kazandığı ve birçok yeni bina yapıldığı biliniyor. Bu kral ‘Philadelphos’ ismiyle bilindiğinden onun anısına şehre Philadelphia ismi verilir.
Şehrin Bizans çağında önemli bir dinsel merkez olduğu biliniyor. Hristiyanlık döneminin başlangıcında Batı Anadolu’da kurulan ilk yedi kiliseden birisi olan ve bu gün için Alaşehir merkezinde bulunan Ayios İoannes St Jean kilisesi bu şehirdeydi. Philadelphia kenti ana ticaret yolları üzerinde bulunmadığından pek ilgi çekmemiş ve savaşlardan uzak kalmıştı. Bu nedenle şehrin etrafında 11.yy kadar sur yapılmamıştı.
Antik çağların gezgin ve yazarı Strabon, ünlü coğrafya kitabında Philadelphia’nın depremler ile pek çok kez yıkıldığını yazar. Kentte sık sık meydana gelen sarsıntılardan evlerin duvarlarının her gün çatladığını ve deprem korkusu nedeniyle şehirde çok az insan bulunduğunu, hatta bu bölgede yaşayanların çoğu kent dışında kalan verimli topraklarda çiftçilik yaptıklarını yazmış. Aynı yazar depremler nedeniyle yıkılan kentin, Büyük İskender ve Kral Mithridates tarafından baştan aşağı yenilendiğinden bahseder.
Şehir 1075 yılında Türkler tarafından işgal edildi. Birinci Haçlı seferi sırasında Aleksios Komnenos şehri geri aldı (1089). Bizanslılar şehri sağlam bir kale haline getirerek Türk akınlarına karşı koydular. Şehir 1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.
Philadekphia’dan günümüze ulaşanlar
Şehrin surları : Şehrin etrafını çeviren dış surların bir kısmını günümüzde izlemek mümkün. Geç dönemde yapıldığı için bu kadar uzun süre yıkılmadan kalmışlar. Yükseklikleri yer yer 6-7 metreyi bulan surlar şehrin içerisinde değişik yerlerde karşınıza çıkabilir.





Ayios İoannes St. Jean Kilisesi : Kilisenin yüksek tavanını taşıyan sütunları belli olduğundan kilisenin büyüklüğü hakkında fikir sahibi olunabiliyor. Bahçesinde sergilenen az miktardaki taş ve mermer eseri görmek mümkün. Kilisenin İncil’de yer alması ve hristiyanlığın ilk kabul edildiği yıllarda Batı Anadolu’da yapılan yedi kiliseden bir tanesi olması nedeniyle özellikle yurt dışından gelen pek çok ziyaretçisi oluyor.








Şehrin tiyatrosu : Kazısı yapılmamış olan tiyatroyu Toptepe’ye çıkan yol üzerinde görmek mümkün. Oturma sıralarının ve sahnesinin yerini belirlemek amacıyla yapılmış birkaç sondaj araştırması dışında bir arkeolojik çalışma yapılmamış.



Tapınak : Şehrin en yüksek yeri olan Toptepe’nin üst kısmında bulunan tapınaktan günümüze fazla bir bulgu oluşmamış. Bu tapınaktan kaldığı düşünülen az miktardaki sütun ve mermer blok bu alanda sergileniyor.
Toptepe’ye çıkarken görülen küçük kalıntının bir çeşmeden veya tapınağın alt kısmını oluşturan yapılardan kalmış olabileceği hakkında görüşler bulunuyor.




]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder